- Youtube
Diksiyonda Tonlama
Giriş
Öncelikle tonlamanın bir tanımını yapalım: Konuşma sırasında sesin şiddetini, yüksekliğini değiştirerek anlatıma çeşitli duygular yüklemeye tonlama denir. Diksiyonda tonlama, konuşmanın dinleyiciye etkili bir şekilde iletiminde büyük rol oynar. İletişimde sadece kelimeler değil, tonlamanın kullanımı da mesajın düzgün iletiminde belirleyicidir. Tonlama, cümlede hangi duygunun baskın olduğunu ve vurgulamak istenen duyguyu öne çıkarır. Ayrıca On Dokuz Mayıs Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre, çeşitli duygu durumu ile sesin tonları ve kelimenin anlamı değişecektir.
Bu yüzden doğru bir tonlama, konuşmacının vermek istediği mesajı düzgün bir şekilde iletmesini sağlar.
Tonlama, birçok durumda yanlış anlaşılmaların da önüne geçer. Yanlış ya da yetersiz tonlama, iletişimde yanlış anlamalara sebep olacaktır. Örneğin kişi, aynı cümleyi kalın bir ses tonuyla söylediğinde düzgünce mesajını iletir. Ne var ki bu mesajı ince bir ses tonuyla söylerse, karşısındaki onu anlamayacaktır. Bu sebeple, tonlamanın bilinçli kullanımı oldukça önemlidir.
Tonlaması düzgün olmayan bir konuşma, dinleyiciye monoton gelecektir. Monoton bir konuşmayı dinleyen kişi verimli bir dinleme yapamaz. Verimli dinleme yapamayan dinleyici, konudan kopar. Bu da dinleyicinin dikkatinin dağılmasına neden olur. Doğru tonlama ise konuşmayı daha dinamik ve anlaşılır hale getirir.
Tonlamayı en etkili biçimde, ses perdelerini doğru şekilde kullanarak yaparız. Ses perdelerini doğru kullanan konuşmacı, konuşmasını da düzgün bir tonlamayla yapacaktır. Bu yüzden tonlamada ses perdelerinin önemi oldukça büyüktür.
Ses Perdeleri
Ses perdeleri, konuşmanın etkisini ve tonlamasını belirleyen en önemli unsurlardan biridir. İnce, orta ve kalın perdeler, sesin frekans aralıklarını ifade eder. Aynı zamanda farklı ses perdelerinde konuşan kişinin çıkaracağı sesler de isimlerine uygundur. İnce ses perdesinde konuşan kişinin sesi ince, kalında konuşanın sesi ise kalın bir şekilde çıkar.
Aynı cümleyi farklı perdelerde söylediğimizde ortaya çıkacak durum ile alakalı şu videomuzu da beğeneceğinizi düşünüyoruz.
Her perde, konuşmanın anlamını ve duygusunu farklı şekilde etkiler. Şimdi bu üç perdeyi detaylıca inceleyelim:
İnce Ses Perdesi
İnce perde, sesin daha yüksek frekansta olduğu aralığı temsil eder. Doğru tonlamada bu önemli perdeyi, genellikle heyecan, sevinç, merak gibi duyguların aktarımında kullanırız. Ayrıca soruların sonuna doğru da ince ses perdesine çıkarak cümlemizi bitiririz.
Bu yüzden ince sesleri, dinleyicinin ilgisini çekmek ve duygusal tepkiler yaratmak için tercih ederiz. Ancak sürekli ince perdede konuşmak, rahatsız edici olabilir ve dinleyiciyi yorabilir. Ayrıca sürekli olarak aynı perdede konuşarak konuşmalarımızda tonlamanın gücünü de kullanamayız.
Orta Ses Perdesi
Orta perde, doğal ve dengeli ses tonunu ifade eder. Bu ses, genellikle normal konuşmalarınızda kullandığınız sesinizdir. Günlük konuşmalarda en çok kullandığımız perdedir.
Bu ses, daha nötr bir yapıya sahiptir. Bu yüzden de ne çok heyecanlı ne de çok ciddi bir etki yaratır. Ayrıca orta perde, anlatılmak istenen mesajın rahatça iletimini sağlar. Çünkü genellikle bu perdede söylediğimiz cümleler herhangi duygusal bir anlam ifade edemez.
Ayrıca bu perdede konuşurken kişi kendi alışık olduğu sesle konuştuğu için genellikle kendini yormadan konuşur. Bu yüzden uzun süreli konuşmalarda ya da resmi ortamlarda konuşurken genellikle bu perdeyi tercih ederiz.
Kalın Ses Perdesi
Kalın perde, sesin daha düşük frekansta olduğu tonları kapsar. Bu perde, genellikle otorite, ciddiyet ve güç ifade eder. Resmi durumlarda ya da önemli bir mesaj verirken kalın perdeden konuşmak çoğu zaman etkili olur.
Bunun yanında özellikle erkek konuşmacılarda kalın ses tonu dinleyicide güven uyandırır. Ancak aşırıya kaçmak, konuşmayı ağırlaştırabilir. Ağırlaşmış bir konuşma da dinleyiciyi sıkacaktır.
Bu yüzden kişi, içinde bulunduğu ortama ve duruma göre hangi perdeden konuşacağını seçmelidir. Bu üç perde arasındaki denge, konuşmanın akıcılığı ve etkileyiciliği açısından oldukça önemlidir. Sürekli aynı perdeden konuşan kişinin yapacağı konuşma, tekdüzelikten kurtulamayacaktır. Tekdüze bir konuşmada ahenk olmaz. Bunun yanında tekdüze konuşan kişi, karşısındakileri sıkacağından düzgün bir dinleme de sağlanamaz. Bu yüzden, perdeler doğru zamanlarda ve yerinde kullanılmalıdır.
Tonlamanın Fonksiyonları
Duyguların İletilmesi
Tonlama, konuşmanın duygu boyutunu aktaran en güçlü araçlardan biridir. Aynı cümle, farklı tonlamalarla bambaşka anlamlar taşıyacaktır. Bu yüzden kişinin ne söylediğinin yanında bunu nasıl söylediği de büyük bir önem taşır.
Örneğin, “Gerçekten mi?” cümlesi, ince bir ses tonuyla merak ifade eder. Bunun yanında aynı basit cümle, kalın bir ses tonuyla söylendiğinde şaşkınlık ya da kuşku yansıtabilir. Bu yüzden, tonlama doğru şekilde kullanıldığında dinleyici hem konuşmanın içeriğini hem de duygusal alt metnini daha kolay anlar. Konuşmacının konuşması sırasında duygularını doğru şekilde iletmesi, iletişimde samimiyet ve etkileyicilik kazandırır.
Vurgu Yapma
Bir konuşmada belirli kelimeleri ya da ifadeleri öne çıkarmak için vurgu büyük rol oynar. Vurgu yapmak istenen kelimeye doğru ses şiddeti uygulanarak dinleyicinin ilgisi o noktaya çekilir. Bu sayede, mesajın hangi kısmının önemli olduğu vurgulanmış olur. Örneğin, “Bunu şimdi yapmalısın” cümlesinde “şimdi” kelimesine vurgu yapılırsa, aciliyet ön plana çıkar. Ayrıca konuşmacının düzgün şekilde kullandığı vurgu sayesinde ilettiği mesajın etkisi de daha da güçlenecektir.
Vurgu ile alakalı şu videomuzu da izlemenizi şiddetle öneririz.
İlgi ve Dikkat Çekme
Tonlama, monoton bir konuşmayı canlandırarak dinleyicinin dikkatini canlı tutar. Monoton bir sesle yaptığınız bir konuşma, dinleyicinin ilgisini kaybetmesine yol açar. Bu yüzden, ses tonunun zaman zaman yükselip alçalması, dinleyiciyi konuşmaya daha da fazla çeker. Ayrıca, tonlamada değişiklik yapmak konuşmanın dinamik bir hal almasını sağlar. İlgi çekici bir tonlama, mesajın daha net iletimini sağlar.
Tonlamada Yapılan Hatalar
Sürekli Aynı Perdede Konuşmak
Sürekli aynı perdede konuşan kişinin ses tonu hep sabit kalır. Konuşma boyunca aynı ses tonuyla konuşmak ise konuşmayı monoton bir hale getirir. Monoton bir ses tonuyla konuşmak, yapılan konuşmanın etkisini ciddi şekilde zayıflatır. Ses tonunun sürekli aynı düzeyde kalması, konuşmayı dinleyici için sıkıcı bir hale de getirir. Diksiyonda tonlama, bu nedenlerden dolayı oldukça önemli bir yere sahiptir.
Ses tonuyla alakalı şu videomuzu da incelemenizi öneririz.
Bu yüzden, monoton konuşmalar dinleyicinin dikkatini çabuk kaybetmesine yol açar. Mesaj ne kadar önemli olursa olsun, ses tonundaki bu tekdüzelik dinleyicinin ilgisini azaltır. Ayrıca, monoton bir konuşma duygusuz ve mekanik bir izlenim bırakır. Bu da konuşmanın etkileyiciliğini düşürür.
Yanlış Vurgu
Yanlış kelimelere vurgu yapmak, mesajın doğru bir şekilde iletimini ve anlaşılmasını engeller. Bir cümlenin vurgulanması gereken kısmı yanlış seçildiğinde, dinleyici farklı bir anlam çıkaracaktır. Örneğin, “Bunu sen yapmalısın” cümlesinde vurgu “sen” yerine başka bir kelimeye yapılırsa, mesajın odak noktası değişir. Bu durum, yanlış anlamalara sebep olur. Bu yüzden de konuşma amacına ulaşamamış olur. Ayrıca yanlış vurgu, konuşmayı dinleyici için kafa karıştırıcı hale de getirecektir.
Sonuç
Tonlama, hem profesyonel hem de kişisel hayatta etkili iletişimin temel taşlarından biridir. Doğru tonlamayla profesyonel hayatta yapmanız gereken konuşma ve sunumları başarıyla tamamlarsınız. Ayrıca tonlamayla, günlük hayatta duygu ve düşüncelerinizi karşı tarafa daha doğru bir şekilde aktarırsınız. Bu yüzden, tonlamanın doğru kullanımı iletişimde başarıyı artırır.
Bu alanda eğitimli hocalarımızın verdiği diksiyon eğitimlerinde, sesin perdelerini tanıma, vurgu yapma ve duyguları doğru ifade etme üzerine detaylı çalışmalar yapıyoruz. Ayrıca, kişiye özel tonlama teknikleri sunarak her bireyin sesini en etkili şekilde kullanmasını sağlıyoruz. Bu sayede, öğrencilerimiz daha etkileyici ve profesyonel konuşmalar yapacak duruma geliyor.
Siz de diksiyon eğitimlerimize katılarak, doğru tonlama için büyük bir adım atabilirsiniz.